Dini liderimiz ve kanaat önderimiz Hz. Sedat Peker yaptığı bir konuşmada diyor ki, “Onları bayrak direklerine asacağız”.

Ayrıca konuşma yaparken oradakiler, " Ya Allah Bismillah Allahuekber” diye slogan atıyorlar.

Sanki karşılarındaki kafir ve bunlar da Allah adına savaşa gidecekler.

Hedeftekiler ise muhalifler.

Yani hükümetin uygulamalarında ki haksızlıklara itiraz edenler.

Peki bu ülkede "Sen kimsin, kimi tehdit ediyorsun" diye soracak bir tane insan evladı savcı yokmu?.

Savcıların ve hakimlerin durumları malum ve içler acısı.

Bu Mafya bozuntusunu yargılayacak adam, 2 gün içinde ya görevden alınır yada sürgüne gider.

Mafya devlete rağmen racon kesiyor.

Maalesef devleti yönetenlerin işine geliyor.

Çünkü tık yok.

YERİM ADALETİNİZİ

Kocaeli’nde çıkan KOZ gazetesi köşe yazarı Yeliz KORAY, çok güzel bir köşe yazısı yazmış.

Konu 15 Temmuz destanı ile ilgili ve başlık, YERİM DESTANINIZI.

Yazının içeriğinde ise tarihten günümüze kadar gelen bazı savaş ve yaratılan destanlardan örnekler vermiş.

Hakaret yok, suçlama yok, kötü söz, küfür yok.

İnanmayana linkini atıyorum, buradan bakabilirler. http://m.kocaelikoz.com/yazar/yeliz-koray/yerim-destaninizi/449.html

Sadece eleştiri var.

Hemde ahlaka ve edebe uygun bir üslup ile.

Bu kadını içeri almışlar bu yazı için.

İnsanın aklı hafzalı almıyor.

Bu kadar hazımsız, bu kadar zalim bir düşünce nasıl olur bu ülkede.

Bu yiğit kadının çok haklı bu yazısına katılmamak mümkün mü?

Bu Kadın bu yazı nedeniyle gözaltına alınıyorsa YERİM ADALETİNİZİ!!!!

DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜ

15 Temmuz Kalkışmasının yıldönümü nedeni ile düzenlenen yürüyüşe, günün anlam ve önemini temsil eden özel hazırlanmış tişört ve şapkalarımızı giyinip katıldık.

Genç, yaşlı, çocuk, kadın, bir sürü iyi niyetli insanla beraber yürüdük.

Şahsım olarak, yürüme nedenim, bu kalkışmayı protesto etmek ve yüreğinde ki o cesaretle tankların, bombaların ve mermilerin üzerine yürüyerek hayatını kaybeden 249 şehit ve 2200 gazi insanımıza minnet ve saygı nedeniyledir.

Demokrasi yürüyüşü yaparken, gördüğüm bazı simalar ile, daha önce yaptığım tartışmaları hatırladım.

Orada, bir tarikat mensubu olarak tanıdığım birinin, “Hem demokrat hem müslüman olunmaz, kim derse ki ben demokrat ve laik’im, kafir olur” lafı idi ilk aklıma gelen.

Ve aynı tartışmada onu destekleyenler de, en ateşli bir şekilde yürüyüşte çeşitli atraksiyonlar yapıyorlardı.

Yahu kardeşim hani siz demokrasiyi beğenmiyordunuz ve bir sürü laf ediyordunuz.

Şimdi hangi demokrasi içindir bu yürüyüşünüz?.

Halen yönetilmekte olduğumuz Monarşi mi, yoksa sürüklenmekte olduğumuz Teokrasi mi?

Anlamadınız ise açıklayayım.

Türkiye’de uygulanan yönetim sistemi, hiçbir zaman demokrasi olmadı, olamadı.

Geçmek için çabalar sarf edildi. elbette, ama hiçbir zaman gerçekleşemedi.

Keşke gerçekleşebilseydi de, bir kısım insanımız ülkesini terk etmek zorunda kalmasaydı.

Keşke demokrat olabilseydik de bu ülke insanları bu kadar acıları yaşamamış olsaydı.

Merak edenler, demokrasi ne demek google dan bakabilirler.

Ben de size gerçek demokrasi ile yönetilen birkaç ülke sayayım.

Mesela, İsveç, Kanada, Danimarka, Avusturalya gibi.

En çok müslümanın göç ettiği ülkeler buralar.

Neden biliyor musunuz?

Çünkü, inancını, giyimini, kültürünü, örf ve ananelerini en rahat ve kaygı duymaksızın oralarda yaşayabildiği için.

Çünkü oralarda bu gibi yaşam tarzlarına saygı duyulduğu için.

Gerçek Demokraside buluşabilmek dileklerimle, Kalın sağlıcakla…